Çalışmalar

Yeşil Büyüme Nedir?

Yeşil büyüme terimi ilk olarak 2005 yılında Güney Kore’nin Seul kentinde düzenlenen Beşinci Çevre ve Kalkınma Bakanlar Konferansı’nda ortaya çıkmıştır.

Kavram olarak ifade edecek olursak doğal kaynaklar tahrip edilmeden, doğal kaynaklar çevresel görevlerine devam ederken, ekonomik büyüme ve gelişmeyi sürdürmektir.

Ekonominin geliştirilmesi sürecinde yeşilleştirmenin, çevrenin sosyal açıdan sonuçları da dikkate alınmaktadır. Doğal kaynaklar sonsuza kadar temin edilemeyeceği hususu yeşil büyüme ile göz önünde bulundurulur ve insan sağlığı için ihtiyaç duyulan biyoçeşitlilik sağlanır.

Yeşil Büyüme ile Hedeflenenler

Yeşil ürünlere, hizmetlere ve çevre dostu teknolojilere talebi teşvik etmek,

Hükümetlerin çevre sorunlarıyla ciddi mücadelesi yatırımcılara güvenini kazanmak,

Atık ve enerji tüketimini azaltmak,

Kaynakları en yüksek değer kullanımına tahsis ederek doğal kaynakları daha az zarar daha fazla verimli bir şekilde kullanmak hedeflenmektedir.

Yeşil büyümenin en önemli politika gücü sürdürülebilir enerji sistemleridir. Güneş ışığı, rüzgar, yağmur, jeotermal ısı gibi doğal olarak yenilenen kaynakların kullanımı yeşil büyümeye ciddi oranda katkı sağlamaktadır.

Öngörülen çözümlerden birisi daha az tüketmektir. Örneğin düşük yakıtlı bir otomobil ile daha fazla yol ilerlemek yine tüketimi artıracak ve düşük yakıtlı olmasının avantajını ortadan kaldıracaktır.

William Stanley Jevons, 1865 yılında verimliliğin daha fazla kirliliği körüklediğini açıklamıştır. Bunun nedeni az kömürle çalışan verimli bir buhar motorundan elde edilen kâr, yeni üretimlere yatırıldı ve fiyatların düşmesine, tüketimin artmasına sebep oldu. Bu nedenle verimliliğin yarı oranda bir çözüm olduğunu belirtti.

Yine yeşil tüketimin teşvik edilmesi ile ilgili bir başka görüş ise sorumluluğun devletlerden, hükümetlerden sıradan insanlara devredildiğidir. Çevrenin korunmasında devletin rolü daha önemliyken, yeşil tüketime teşvik ile bireyler çevre sorunlarıyla daha çok mücadele etmeye itildiğidir.

Yeşil büyüme, politika, kurumsal düzenlemeler, gelişme düzeyi, sosyal yapılar ve çevresel baskılara bağlı olarak sağlanmaktadır. Bu yöndeki stratejilerin sosyal eşitliği teşvik etmesi gerektiği de bir başka husustur.

Bu konuda çeşitli OECD raporları hazırlanmıştır. Bu raporlar yeşil büyümenin hedeflerine ulaşabilmesini sağlayacak, politikaları, düzenlemeleri, teknolojik transferleri, yeni pazarları ve yenilik fırsatlarını belirlemek amacıyla oluşturulmuş ve oluşturulurken esas engeller gözden geçirilmiştir.

İletişim İçin Tıklayın.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
error: Korumalı İçerik